Adi yazılı veya sözlü olarak yapılan sözleşmeyle araç satışı yapılır mı?
Araç satışı için adi yazılı veya sözlü olarak yapılan sözleşmeler geçersiz olup sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği taraflar verdiklerini geri isteyebilir. Yargıtay’ın bu konu ile ilgili vermiş olduğu emsal karar aşağıdadır. T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas : 2018/2686 Karar : 2018/6122 Tarih : 27.11.2018 – ARAÇ SATIŞI İÇİN ADİ YAZILI VE SÖZLÜ YAPILAN SÖZLEŞMELER GEÇERSİZDİR – SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME
Daha Fazla OkuSİLAHLA KASTEN YARALAMA SONUCU ÖLÜME NEDEN OLMA (TCK m. 87/4)
Kasten yaralama (TCK m. 86) ile Neticesi Sebebiyle Ağırlaştırılmış Yaralama suçu ve cezası (TCK m.87/4), Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar bölümünde düzenlenmiştir. Silahla Kasten Yaralama Sonucu Ölüme Neden suçunda uygulanacak cezayı belirleyebilmek için kasten yaralama suçunun temel şekli ve bir kısım nitelikli halleri düzenlendiğinden öncelikle 86. maddeye göre cezayı tayin etmek ve
Daha Fazla OkuKira sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıklarda görevli mahkeme hangisidir?
Kira sözleşmesinden kaynaklı her türlü uyuşmazlık ayrım gözetmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 4. maddesinde Sulh Hukuk mahkemelerinin görevleri arasında sayılmıştır. HUAK m. 18/B’de “kiralanan taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler hariç olmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar” denmek suretiyle kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda dava açmadan önce dava şartı arabuluculuğa başvurulması
Daha Fazla Okuİş Davalarında Fazla Çalışmanın İspatı Nasıl Olur?
Fazla çalışma süresinin varlığını ispat yükü işçidedir. Fazla çalışma, maddi bir olgu niteliğinde olduğu için işçi, fazla çalışma sürelerini tanık ve diğer takdiri deliller ile ispat edebilmektedir. Ancak tanık delili, fazla çalışma sürelerinin tespitinde her zaman tek başına ispat vasıtası olarak kullanılamaz. Fazla çalışmanın ispatında işyerine giriş ve çıkış saatlerini gösteren belgeler ve işyerine ait
Daha Fazla Okuİş Davalarında Husumetli Tanık Kimdir?
Yargıtay, aynı işverene karşı dava açmış işçileri “husumetli tanık” olarak nitelendirmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kararlarında aynı işverene karşı davası bulunan tanıkların davacı ile arasında menfaat birlikteliği olduğundan bunların tanıklıklarına kural olarak itibar edilmemesi gerektiğini, bu tanıkların beyanlarının diğer yan delillerle değerlendirilerek sonuca ulaşılması gerektiğini belirtmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2015 tarih ve 2013/9-1449 E.-2015/856
Daha Fazla OkuHukuk Davalarında Tanıkların Dinlenmesi Nasıl Olur?
Tanık beyanları, takdiri delil mahiyetindedir. Bu sebeple tanık beyanları hâkim için bağlayıcı nitelikte değildir. Hâkim, tanık beyanının doğru olmadığını dosyadaki deliller ve emareler ile tespit ederse tanık beyanlarının aksi yönünde de hüküm tesis edebilir. Ancak bu halde hâkimin tanık beyanlarına niçin itibar etmediğini gerekçeleriyle birlikte ortaya koyması gerekmektedir. Tanığın taraflardan birinin yakını olması, tek başına
Daha Fazla OkuPolis Disiplin Hukuku
Polis Disiplin Hukuku Yargı Kararı Emniyet Teşkilatında polis disiplin hukuku başka bir anlatımla emniyet disiplin tüzüğü işlemlerinin dayanağı daha önce 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı kanunu uyarınca çıkarılan Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü (EÖDT) idi. Ancak Anayasa Mahkemesinin dayanak Kanun hükmünü iptal etmesi sonrasında tüm genel kolluk personelinin disiplin işlemleri bakımından 682 Sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri
Daha Fazla OkuCeza uyarlama davası nedir?
CEZA UYARLAMA DAVASI Kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünde değişiklik (uyarlama) yargılaması, asıl ceza yargılamasının bütünüyle sonuçlanıp hükmün kesinleşmesinden sonra ancak infazın tamamlanmasından önce yürürlüğe giren bir ceza yasasının kesinleşmiş mahkûmiyet hükmüne, dolayısıyla infaza etkisi bulunup bulunmadığının saptanmasına ilişkin ve esas itibariyle infazı ilgilendiren ve etkileyen bir yargılama faaliyetidir. Temel özelliği, tali yargılama olmasıdır. Bu tali yargılamada, asli
Daha Fazla OkuHatalı tıbbi uygulamalardan (MALPRAKTİS) kaynaklanan zararlarda sorumluluk
Hastalara sağlık hizmeti verilirken tıbbi müdahalenin amaçlandığı şekilde tamamlanamaması tıbbi hata olarak tanımlanır. Tıbbi hatalar; yanlış işlemi yapmak, doğru işlemi yapmamak ve yahut doğru işlemi yanlış yapmaktan dolayı meydana gelebilir. Hekimlerin yanlış teşhiste bulunması ve hastanın yanlış tedaviye yönlendirilmiş olması halinde hekim dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından sorumlu olacaktır. Hekimlerin hatalı tıbbi uygulama sonucu
Daha Fazla Oku